Katie ailesinden uzakta öğrenim gören genç birisidir. Uzun zamandır ailesini görmemesinden dolayı bir an önce onların yanına gitmek ister. Okulunun bitmesiyle beraber hemen tren biletlerini alarak yola çıkmak için heyecanla hazırlanmaya başlar. Trene bindikten kısa süre sonra dünyada bir takım garip olaylar olduğunu fark etmeye başlar. Tabi ki dışarıyla hiç bağlantısı olmayan genç adam neler olduğu hakkında hiçbir fikri olmadan yolculuğuna devam etmektedir. Trenden indiğinde ise büyük bir savaşın ortasında kaldığını öğrenir. Dünyadaki tüm robotlar insanlara karşı savaş açmış ve insanlar kendilerini savunarak ait oldukları dünyayı savunmaya başlarlar. Katie burada bir an önce safını belirterek harekete geçmek ister. Bu onun için daha iyi olacaktır. Büyük savaşa zaten çoktan hazırdır.

Genç bir boksör yaşadığı bazı problemler sebebiyle spora ara vermiştir. Lakin yaşı ilerlemiş ve onun spordan başka yapacak mesleği yoktur. Tamda bu esnada ne yapacağını düşünmeye başlar. Çevresinde kimse ona iş vermemekte ve günden güne cebindeki parası azalmaktadır. Tekrar antrenmanlarına başlayarak bir arkadaşının tavsiyesi üzerine yer altında yapılan dövüşlere katılmaya başlar. Burada yasadışı olan turnuvalara katılarak insanların suratlarını dağıtması karşılığında paralar almaktadır. Kazandığı ödüller onu tatmin etmekle beraber her geçen gün daha fazlasını istemeye başlar. Bunun üzerine harekete geçip büyük oynamaya başlar. Tanıştığı bazı isimler onun için önemli derece de paralar kazanacağına işaret eder. Tamda bu esnada hayatının tekrar en baştan başladığını anlamaya başlar. Bu büyük dönüm noktası olmuştur.

Alice, mükemmel yazdığı iki kitap ile birçok okuru kendisiyle buluşturmuştur. Herkes onun kaleminden dökülenlere karşı güzel hisler bekler. Yeni kitabının çıkmasını bekler. Lakin onun düşünecek çok vakti olduğu gibi kendi kitabının kendisine farklı duygular kattığını fark eder. Psikolojik olarak çok etkilendiği gibi bu düşüncelerin oluşmasına sebep olan geçmişindeki olaylar onu yaralamaya başlar. Zamanında bu duyguları hissetmediği için çok önemi olmadığını düşünür. Lakin zaman geçtikçe bunların etkisinin daha çok arttığını canlı olarak görür. Çok geçmeden psikolojik destek almaya başlar. Kardeşi ve öz yeğeniyle beraber ufak bir tatile çıkması konusunda doktoruyla anlaşır. Bu anlaşma onun için oldukça iyi gelecek sonuçlara sebep verir. Tüm hayatı boyunca yapmadığı kadar sakin kalıp geçmişinde yaşadığı tüm sorunları özellikle kız kardeşiyle çözecektir.

Gözlerini açtıkları günden itibaren bir hayvanat bahçesinde olan hayvanlar buradan kaçmak isterler. Çünkü içlerinde bir duygu sürekli olarak onların doğada yerleri olduğunu ve orada kendi türleriyle beraber çok mutlu olabileceklerini düşünürler. Vahşi doğanın sadece bu yüzünü gören bir grup hayvan harekete geçerek plan yaparlar. Doğa gezisi arabasına atlayarak bir anda uyandıklarında kendilerini Afrika'da bulurlar. Zamanla burada özgürlüğün o tatlı havasını bırakmamak için mutlu olurlar. Lakin asıl ormanın sahipleri geldiğinde onların güçsüz ve zayıf olduğunu anlamaları çok uzun sürmez. Yiyecek bulmak hatta yaşamak için bile vahşi doğanın gücünü aşmaları için ellerinden geleni yaparlar. Kısa sürede yaptıklarından pişman olarak şehrin merkezindeki bu hayvanat bahçesine geri dönmeye karar verirler. Buradaki rahatlık onları daha çok mutlu edecektir.

Callie ve Joseph birbirini çok seven iki sevimli sevgililerdir. Lakin günün birinde Joseph aile işlerini halletmek için farklı şehre gitmek zorunda kalır. Tamda bu esnada Callie gitmemesini istese de buna mecbur olduğunu görür ve çok üzülür. Belki de bir daha geri dönmeyeceğini hatta başka kadınlarla sevgili olabileceğini dahi düşünür. Lakin ikilinin arasında yaşanan aşk oldukça çok büyüktür. Böylesine basit olaylarla birlikte harcanmayacağını iyi şekilde bilir. Joseph'in kafasında her zaman onun ismi olduğu gibi onun daha fazla üzülmesine asla dayanamaz. Apar topar terk ettiği evine geri dönerek ona evlenme teklifi yapmaya hazırlanır. Bunu Noelin o ışıltılı gecesine hazırlamaya çalışır. Tabi ki planlarından asla sevdiği kadına söz etmeyecek ve onu çok merakta bırakmak isteyecektir.

1960'lı yıllarda oluşan ırklara göre çeteleşme olaylarını anlatan durumlar gözükmektedir. Amerikalılar kendi ülkelerinde barınan Afrikalılar, Siyahiler, İtalyanlar, Yahudiler, Müslümanlar oldukça tehlike barındırdıklarını düşünürler. Tabi ki kendileri gibi çetecilik oyunu oynamalarını düşünememişlerdir. Kısa sürede insanlar birlik olup burada işlerini yapmaya başlarlar. Hükumet ise burada düzeneği kurulan yasal olmayan birçok ticaretin önünü kesmek için belirlediği bazı çeteleri kullanıp atmaya başlar. Bu durum karşısında hükumete asla güvenmeyen çete liderleri bir olarak içlerindeki savaşı asla dışarıya yansıtmadan savaşlarını sürdürmeye karar verirler. Lakin birisi her zaman çıkarak var olan bu düzeni yok etmek için harekete geçer. İtalyanlar ve Amerikalıların kan dolu savaşı işte tamda o esnada başlayacaktır.

Büyük bir balon balığı artık yaşı gelmiş ve kendisine yuva kurmaya karar verir. Tabi ki yuvasını güzel bir yere kurmak ve kendisi gibi diğer dişi balıklarını etkilemek için Büyük Bariyer Resifinin kenarlarını tercih eder. Buraya yuvasını bırakır ve geri geldiğinde birçok sorun olduğunu fark eder. Yuvasının bir anda dağılması ve yavrularının ortalıkta olmaması onun bir an önce harekete geçmesini sağlar. Büyük bir aksiyon onu beklemektedir. Yuvasını yıkanın kim olduğunu anlaması ise büyük olaylar sonrası ortaya çıkacak ve her şeyin kendi hatası olmasına sebep olduğunu anlayacaktır. Ama süreye kadar intikam yemini etmiş tehlikeli tombul bir balığın yaptıklarını izlemekten keyif alacaksınız. Bir balığı asla kolay lokma olarak görmeyin. Hele ki mevzu ailesiyle beraber yaşadığı mükemmel yuvasıysa.

Nimsdai Purja, gözü kara bir dağcıdır. Tırmanmak onun için hem rahatlatıcı hemde tüm sorunları ortadan kaldıran bir aktivitedir. Günün birinde tırmanışlarına göz atarak bunlardan daha iyisini yapabileceğini düşünür. Tam yedi ayda on dört dağ zirvesini tırmanabileceğini düşünür. Biraz yoğun tempo olsa da yapacağı bu tırmanışların hepsi rekor denemesi olacaktır. Dünya üzerinde asla yorulmayan dağcı olacağını kanıtlamak onun belki de birazcık arzuları arasında yer aldığı için bir an önce hazırlanır. Çekimler tamamen belgesel ekipleri tarafından çekilmiş ve zorlu dağ şartları bire bir yansıtılmaktadır. Birçok kez ölümle burun buruna gelen Nimsdai'nin hiç bitmeyen cesareti ve isteği bunları görmezden gelmesine sebep verecektir. Hedefine bir an önce ulaşmak için süresi her geçen gün kısalmaktadır.

Fancy G çıkarttığı solo üç beş parçasıyla bir anda pop konusunda tanınmaya başlar. İnsanlar onun mükemmel sesine ve danslarına hayran olur. Şarkıları herkesin diline dolanmakta ve günden güne konser istekleri artmaktadır. Lakin çıkartacağı yeni bir şarkının olmadığını düşünen kadın bir anda ne yapacağını bilemez. Şöhretinin henüz tepesine gidememişken bunu hayranlarını nasıl açıklayacağı hakkında hiçbir fikri yoktur. Günün birinde tanıştığı grup şeklinde şarkı söyleyen bir grubu görür. Onlarla anlaşarak bir sonraki konserinde yanında yer almayı ve onların parçalarını söyleyebileceğini söyler. Bu anlaşma iki taraf içinde mükemmel olur. Sahneye çıktıkları anda ortam yıkılır. Herkes bu birleşimin özellikle pop konusunda efsane bir grup oluşturduğunu söylemeye başlar. Solo performansının yanında grup performansını söz ettiren genç kadın çok mutlu olacak ve başarıya daha çok koşacaktır.

Her yıl yazdığı kitaplarla oldukça popüler bir hal alan genç kadın bu durumdan çok mutludur. Sonuçta mükemmel bir yazar olmak edebiyat alanında olan her kişi için en önemli faktörlerden birisidir. genellikle Noel arifesinde kitaplarını çıkartır ve insanlara bir önceki Noel'de yaşadıklarını anlatır. Son kitabı için ise İskoçya'ya giderek burada kitabını Noel'e kadar yetiştirmeye çalışacaktır. İskoçya'da bulunduğu hatta kaldığı şato şeklinde evde gayet mutludur. Kitabını yazar lakin bu şatonun sahibi olan dükle asla anlaşamaz. Onun bir an önce gitmesini isteyerek evini bırakmasını ister. Lakin bu yazarımızı güldürmekten başka hiçbir şey yapmaz. Onun mükemmel evini birkaç günlüğüne paylaşmayı öğrenmesi gerekmektedir. Aksi halde kitabına yazacak hiçbir içerik bulamaz buda hem kendisini hemde hayranlarının çok üzülmesine sebep verecektir.

Eşinden ayrıldıktan sonra oğluyla beraber yaşayan kadın başarılı bir dövüşçüdür. Günün birinde büyük bir depresyona girer. Oğlu babasıyla beraber daha mutlu olduğunu söyleyerek onu terk eder. Tek başına sürdürdüğü bu zorlu hayatta kimsenin onu sevmediğini düşünür. Artık antrenmanlar bile ona zorlu geliyor ve kendi limitlerini aşmak istemiyordur. Daha sonra çıktığı ilk maçta kariyerinin en rezalet maçı olduğunu düşündüğü berbat yenilgi alır. İnsanlar sürekli olarak onun kaybettiği maçı konuşarak bunun fiyasko olduğunu düşünüyordu. Yıllardır aldığı başarıların hepsi bu yenilgiyle hepsinin gittiğini anlar. Kendisini bir an önce toparlamak için sıkı çalışmalara başlar. Tamda bu esnada oğlunun tekrar dönmesiyle enerjisi hiç olmadığı kadar yerine gelerek ilk maçı için sabırsızlanmaya ve heyecanlanmaya başlar. Eski hayatını geri kazanmış ve ödülünü bir an önce almalıdır.

Bir grup soyguncu yıllar süren plan yaparak şehre gelecek olan kasırgayı hedef alırlar. Kasırganın yorgun olduğu saatlerde gözlerine kestirdikleri bir binaya girecek ve buradaki kasaları boşaltarak ortalıktan kaybolacaklardır. Fırtına sürdüğü için herkesin sokağa çıkması yasak olacak bununla beraber polisler dahi sokakta ilerleyemeyecek haldedir. Doğanın onların yanında olduğunu düşünen soyguncular hava tahminine göre gittikleri binada insanların çalıştığını fark ederler. Bugün burada yapacakları büyük soyguna asla engel çıkmaması için bu binada olan insanlar asla takmazlar. Soyguna başlarla ve kısa sürede polisin bu durumdan haberi olur. Hem kasırgada mahsur kalan insanları kurtarmak hem de soyguna dur demek için binaya yakın bir yere gelirler. Lakin eğer tahliye olursa hırsızlarında bu şekilde ortalıktan toz olacakları gerçeğini görürler. Büyük kararlar verilme zamanıdır.

Genç bir kadın ailesiyle beraber tatile çıkmaya karar verir. Avustralya'nın en güzel zamanlarında kayak yapmak için mükemmel an olabileceğini düşünürler. Çocukları ve eşiyle beraber ayarladıkları otele doğru yola çıkarlar. Otele geldikten kısa bir süre sonra ayağının kayması sonucu düşen ve felç kalan kadın için bu anlar unutulmaz kötülükte olacaktır. Belinden aşağısını asla hissetmediği gibi bunun çözümü olamayacağını söyleyen doktorlar psikolojisini daha kötü etkilemeye başlar. Ne yapacağını bilemeyen kadın evde bir başına umutsuz şekilde hayatına üzülmeye başlar. Tamda bu esnada cama çarparak sakatlık yaşayan ufak bir kuşu görür. Bu kuşu hemen alarak ona yardımcı olur. Kısa süre sonra uçmaya başlayan kuşun ona örnek olabileceğini düşünerek o da ayağa kalkmak ister. Tabi bu o kadar kolay olmasa da gözle görülür şekilde gelişim gösterecektir.

Mike bir ağır vasıta şoförüdür. Günün birinde çalıştığı firmanın sahibi ondan acil olarak yardım ister. Kanada'nın kuzeyinde bir maden ocağı çöktüğü için buraya acilen yardım götürmek zorundadırlar. Aşırı kar yağışı ve don etkeni yolları kapattığı için giden kişiler büyük kazalara karışarak ölümden dönmektedir. Mike ilk başta bunun delilik olduğunu düşünerek teklifi ret eder. Ancak onca insanın canının kendisine bağlı olduğu gerçeği onu kalbiyle beyni arasında büyük karmaşık seçeneklere sunmuştur. Bu durumda yapılacak bir şeyler olduğunu fark ederek harekete geçer. Hızlı şekilde yollara çıkar ve gördükleri manzaralar karşısında şok olur. Yollar sanki can pazarı olmuş ve kuzeye gittikçe gitmek daha imkansız hale gelmiştir. Herkes onlara geri dönmesi için keskin uyarılar yapmaya başlar.

Peterson, bir operasyon esnasında ölen askerdir. Genç adam henüz bu yaşında ölmüş ve ailesi büyük hüzne uğramıştır. Zaman geçtikçe oğullarının acısı bir an olsun dinmekteyken kapı çalar. Kapının önünde Peterson'un askerden arkadaşı olduğunu söyleyen bir genç görürler. Onu hemen eve alarak genç adamı sanki oğulları gelmiş gibi karşılayıp onu misafir etmeye çalışırlar. Onunla hatıralarını paylaşırlar. Sıcak yemek verirler ve oldukça rahat bir yatak hazırlarlar. Oğullarını seven herkese bu şekilde bir karşılama sunarlar. Birkaç gün sonra genç adamın anlattıkları hiç hoş olmaz ve bunu neden yaptığını anlamaya çalışırlar. Daha sonra babası oğullarının katilinin bu genç adamın olacağından şüphelenir. Kan donduran bu gerçekle yüzleşmek hiç istemese de zaman ilerledikçe görür ki bu düşüncesi doğrudur. Oğullarının katili onları öldürmek için evine kadar gelmiş ve bunu kafasına koymuştur.